Page 89 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 89

Tasavvuf Sohbetleri -1                                             89

               Birincisi:  Nuh  tufanında  Nuh  aleyhisselamın  oğlunun  boğulması.  Aynı
            zamanda o ebedî cehennemde yanacak. Hâlbuki Nuh aleyhisselam büyük bir
            peygamber. İnsanların ikinci babası, Hz.Âdem’den sonra. Kıyamet gününde
            bütün  insanlar  Hz.  Âdem’e  şefaate  gidecek,  o  da  gidin  Nuh’a  diye  ona
            gönderecek. Öyle iken oğlu ebedî cehennemde yanacak.
               Ashab-ı Kehf de Benî İsrail’in velileri. Onlara tabi olan, onların peşine
            takılan  bir  köpek  de  diriltilecek.  Cennet’te  ebediyyen  onlarla  yaşayacak.
            Hâlbuki  insanlardan  başka  dirilecek  hiçbir  mahluk  yoktur.  Cenâb-ı  Hak  o
            köpeği yeniden halk edecek. Kadîr Allah, ona özel muamele yapıyor. Hiçbir
            hayvani mahlukatı var etmezken, onu var edecek. Cennet’te velilerle beraber
            ebedî  yaşayacak.  İşte  bunun  için:  “Çok  ihsan  var,  bu  ihsandan  içeru”
            deniliyor. Bunun bir hakikati var, çok delilleri var.
               Cenâb-ı  Hak  seçmiş,  bizi  Peygamber  Efendimiz’in  ümmeti  etmiş.  Yüz
            yirmi  dört  bin  peygamberin  ümmetinden  etmemiş.  Cenâb-ı  Hak  onu  da
            bildiriyor.
               Âyet-i kerimesinde:
               “Habîbim! Biz senin dininde eksiklik bırakmadık. Dinlerin içerisinde en
            üstün din olan İslâm dinini seçtik. Sana bahşettik.” buyuruyor.
               Öbür  dinlere  ve  peygamberlere  inanıyoruz.  Fakat  bizim  dinimiz
            İslâm’dır. Kitabımız Kur’an’dır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’dir.
            Onun  için  biz  geçmiş  ümmetlerden  farklıyız.  Ama  fesat  ümmet  zamanın-
            dayız. Bunu da bilmeliyiz.
               Peygamber  Efendimiz:  “Bir  sünnetimi  işleyene  yüz  şehit  sevabı  var.”
            buyuruyor.
               Bir emri daha var. Ashabına buyuruyor ki:
               “Ey Ashabım! Sizler öyle bir zamanda geldiniz ki; Allah’ın emirlerinden
            onda  dokuzunu  işleseniz  de  bir  tanesini  işlemeseniz  helak  olursunuz.  Ama
            öyle bir zaman gelir ki, Allah’ın emirlerinin onda birini işlerler, dokuzunu
            işleyemezler onlar kurtulurlar.”
               Bu bir Hadis-i Şerif.
               Niçin? Onlar nur-u nübüvvetin içine girdiler. Nur-u nübüvvet zamanında
            halk  edildiler.  Gün  gibi  aşikâr  gördüler  Peygamber  Efendimiz’i.  Bizler
            gıyâben  biliyoruz.  Allah’a  şükür  ki  inananlardanız.  Bu  da  Allah’ın  ihsanı,
            Peygamber Efendimiz’in şefaatidir. Bu zamanda fesat ümmetten değiliz.
               Fesat ümmet kimdir? Ezan okunduğu zaman camiye koşup gitmeyenler.
               Oraya  buraya  koşan  hareket  eden  bu  kadar  insandan,  camiye  koşup
            gidenler ise itaat edenlerdir. Aşikâr olan bir şey.
               Fesat Ümmet: Allah’a itaat etmeyen demektir. Bu zamanda Allah’a itaat
            etmekte  başta  namaz  geliyor.  Çünkü  namaz  ibadetin  ufuğudur.  Hadisler
            böyle. Namaz mü’minin miracı. Namaz dinin direği ve namazı Cenâb-ı Hak
            Kur’an-ı Kerim’de pek çok yerde emrediyor. Şimdi bu zamanda beş vakit
            namazı kılan, orucunu tutan, helâli, haramı tefrik eden, sevabı, günahı tefrik
            eden... İşte itaat ümmet. Böyle olmazsa, gerisi fesat ümmet.
               Cenâb-ı  Hak  bakınız  bizi  itaat  ümmetten  halk  etmiş.  Bu  da  bize
            büyüklerimizin  duası,  himmetidir.  Büyüklerimizi  tanıdığımız  için  fesat
            ümmetten olmadık. Onları tanımak bizim için bir şereftir. Onun için Ashab-ı
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94