Page 17 - Gülden Bülbüllere 2 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 17

Tasavvuf Sohbetleri -2                                            17

            nedir,  zararlı  nedir  bilelim.  Allah  delilerden  bir  şey  sormayacak.  Onların
            günahı da yok, sevabı da yok. Hayrı da yok, şerri de yok. Şeriatta Allah’ın
            emirleri aklı olanlara. Yararlı ve zararlı olanları bilelim. Ama bu yarar ve zarar
            âhiret  yararı  ve  zararıdır.  Bir  de  irade  vermiş  ki  o  zararlı  olan  şeylerden
            kendisini koruyabilsin. Öyle ise biz şimdi ehl-i âhiretiz. Allah’a ve âhirete
            çalışalım. Bunun için de Allah Kur’ân’da neler emretmişse yapacağız. Neleri
            yasaklamışsa kaçınacağız. Bildiğimiz kadar bilmediklerimizi de öğreneceğiz.
               “Doğumdan ölüme kadar ilim öğrenin. Beşikten mezara kadar ilim öğrenin.”
                Peygamberimizin emri böyle. İlimden mânâ Allah’ın emirlerini öğrenip
            yapmak, yasaklardan kaçmaktır.
               “Din nasihattır, din nasihattır, din nasihattır.”
               Nasihat  Allah’ın  emri,  Peygamber  Efendimiz’in  sünneti.  Herkes  âlim
            olamaz.
               Ama Cenâb-ı Hak: “Âlimlerle olun. Sâdıklarla olun.” buyuruyor.
               Sâdıklar kimler? Allah’a kulluğunu tam anlamı ile yapanlar. Sâdık’ın anla-
            mı şudur ki: İlmi ezelîde “belâ” demiş, Cenâb-ı Hakk’a ruhlar “belâ” demiş.
            Ama mükellef olunca o verdiği sözü bozmamışsa sâdıklardandır, âlimlerden-
            dir. İlmiyle âmil olanlara âlim denir. Bu zamanda ilmiyle amil olan çok güç
            bulunur. Sâlih Baba nasıl buyuruyor:
               Bu girye-i nâlânıma kıl merhamet ey şâh
               Pek güç bulunur sen gibi bir ârif-i billâh
               Övmüş de yaratmış seni ol Hazret-i Allah
               Görün nice mahbûb-i Hüdâ var bu beşerde
               Mahbûb-i  Hüda:  Allah’ın  güzelleri.  Nerede?  İnsanların  içerisinde.  Bu
            güzellik iç güzelliği, ruh güzelliği, kalp güzelliği. Bunlar görünmüyor insan-
            larda. Ama ahlak görünür. Güzel ahlak kimde olur? Güzelde olur. Çirkin ahlak
            da çirkinde olur.
               Onun için Peygamber Efendimiz nasıl bildirmiş? “Benim ümmetimin en
            hayırlısı, ahlakı güzel olanlar. En çirkini de ahlakı çirkin olanlardır.”
               Ahlakı güzel olanlar aydınlık gündüzler gibi. Çirkin olanlar da karanlık
            geceler gibi. Yüzü güzel olandan kırk günde usanırsınız, ahlakı güzel olandan
            kırk sene yaşasanız usanmazsınız. İnsanlardaki kötü ahlaklar ibadet ve itaatle
            düzelir.
               79 tane güzel ahlak vardır. Bunlar ruhun sıfatlarıdır. Bir de ahlak-ı zemîme
            vardır ki bunlar da nefsin sıfatlarıdır. Bizdeki noksanlık gâfil yememiz, gâfil
            içmemiz,  gâfil  yürümemiz,  gâfil  almamız,  gâfil  koymamızdır.  Bu  noksanı
            atsak üzerimizden. Yani ayık olsak, Allah’ı hiç unutmasak.
               Unutmayanlar kimler? Ârifler. Ama onlarda da bir noksanlık var. Allah’ın
            zâtına karşı bir noksanlıkları var. Niçin? Yemeleri var, içmeleri var; uyku var,
            hastalanma var, inleme var.
               Ama bir noksanlık var ki Allah korusun isyan edenlerde, ehl-i küfürde:
            Günah, sevap bilmiyorlar. helali, haramı bilmiyorlar. Hayır, şer bilmiyorlar.
            Bunlar  hayvani  sıfatta  kalıyorlar  ki  bunlar  cehennemden  kurtulamazlar.
            Niyazi Mısrî Hazretleri şöyle buyurmuş:
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22