Page 100 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 100
100 Gül'den Bülbüllere
“Sen çık aradan,
Kalsın Yaradan.”
(13 Mayıs 1990 / Teveccüh)
Şeriat da Allah’ın emri, tarikat da Allah’ın emri. Şeriat da tarikat da
Allah’a giden yol ise fark nedir? Fark şudur ki tarikat delilli bir yol. Tarikat
Allah’a giden bir yoldur. Zâhirde vasıtası şeriattır. Şeriat da Allah’a giden
bir yol ama delilsiz bir yol. Şimdi zamanımızda delil Kitap deniliyor. Delil
peygamber deniliyor. Öyle ise, Peygamber delil ise, vâris-i evliya
olmayaydı. Meşâyihler niye olmuş? Aksi hâlde kıyamete kadar tarikat
gitmezdi. Yürüyemezdi. Peygamberimiz ile beraber giderdi. Tarikat gidince
sadece kalırdı şeriatı. O hâlde tarikatsız olmaz.
Şeriat tarikat yoldur varana
Hakikat mârifet ondan içeru
Tarikat Allah’a giden bir yoldur. Zâhirde vasıtası şeriattır. Şeriatta kıl
kadar eksikliğin varsa, senin vasıtan bozulmuş. Senin ayağın kırılmış,
yürüyemezsin. Vasıtan bozulmuş, gidemezsin. Çünkü şeriatın tamamı ile
tarikat oluyor. Şeriatın nihâyeti, tarikatın başlangıcı oluyor. Onun için:
Cismi ile şeriatta, aklı ve ruhu ile tarikatta, sırrı ile vuslatta. Tarikatın olur-
sa rahat yürürsün. Tarikatsız Allah’a giden yolda eşkiyalar var. Ama tarikatın
olursa o yol emniyete alınır. O yolda hiçbir eşkiya, vurucu, kırıcı yoktur.
Bu ne demektir? Zamanımızda Kitap ve Sünnetler var. Bunların yerlerini
bidatler almış. Sen bir evliyayı kendine delil edersen. O senin delilindir, kur-
tuldun. O ne işliyorsa haktır. O bidat işlese bile onun işlediği bidat, bidat-ı
hasenedir. Hayra giden bidattir. Bir de bidat-ı seyyie var. O da şerre gider.
Günaha gider. Biz bunu bilemeyiz. Allah bildirir. Cenâb-ı Hak ne buyuruyor:
“Herkes bildiğinin âlimidir. Herkes bildiği ile amel ederse biz bilmedik-
lerini ona öğretiriz.”
Cenâb-ı Hak, her şeyi bir sebeple halk ediyor. Cenâb-ı Hak, Kâsım-u’l-
Erzak adında bir melek halk etmiş. Onu bütün mükevvenatın memuru etmiş.
Karada, denizde, havada… Hayvanların, cinlerin, insanların memuru Kâsım-
u’l-Erzak adındaki bu melek.
Yâr daim sana nazar eyler
Seni gâfil görürse güzâr eyler
Sevilen sevdirmedikten sonra seven sevemez. Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Benim hidâyet etmediğime sen şefâat edemezsin.”
Kelâm-ı kibâr:
Bırak bu masivâ ile hevâyı
Pîr-i Sâmi gibi bul rehnümâyı
Delil eyle o zât-ı evliyâyı
Bu berzâh âlemin geçmek dilersen
Bekâ gülşânına göçmek dilersen