Page 96 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 96

96                                                 Gül'den Bülbüllere

               Demek  ki  insanın  boş  vakti  yok.  Sadece  istirahati  var.  İbadetini  yap-
            mayanlar,  belki  ticaretini  yapmayanlar  var.  Niçin?  Babadan  kalmış  bir
            serveti var. Veyahut az zamanda çok bir şey kazanmış. Çok kimseler var ki
            zamanımızda  kısa  bir  sürede  zengin  olmuşlar.  Çarkı  dönüyor.  Ama  ne
            yapıyor? Ancak zevkinde, safa yerlerinde. İbadet yok.
               Sekiz saat ibadetimiz olacak, bunu yapmamız lazım.
               Çünkü Cenâb-ı Hak: “Kulum bana nafile ibadetle yaklaşır.” buyuruyor.
               Peygamber Efendimiz ise: “Size dört şey gelmeden dört şeyin kıymetini
            bilin.” buyuruyor.
               1- “İhtiyarlık gelmeden gençliğin kıymetini bilin.”
               Çünkü gençlik bir defadır. Bir daha gelmiyor. Âhiret de gençlikte kazanı-
            lıyor. Dünya da gençlikte kazanılıyor. O genç ibadetini yaparak dünyayı ka-
            zanıyorsa, onun kazancı da âhiret içindir. İnsanlar için en kıymetli olan şey
            gençliğidir. Servetten, maldan daha kıymetli. Bunu zâyi etmeyecek. İbadet
            etmeden, isyan ederek ölmüşse gideceği yer zaten cehennemdir. İhtiyarlıkta
            amel çok çetindir, güçtür. Yalnız ihtiyarın gençlikte yaptığı amel sıhhatlidir.
            Onun nimetidir. Niçin? İhtiyarlık insanlar için bir musibet ise, bir hastalıksa
            Cenâb-ı Hak Peygamber Efendimiz’in lisanı ile ne buyuruyor:
               “Kulum bana itaat ederse, ben onu yed-i kudretimde muhafaza ederim.”
               2- “Size hastalık gelmeden sıhhatinizin kıymetini bilin.”
               3- “Fakirlik gelmeden zenginliğinizin kıymetini bilin.”
               İnsanlar  zengin  de  olur  fakir  de  olur.  Ama  zengin  olursa,  geleceğini
            düşünecek.  Bir  zaman  gelir  çarkı  bozulur.  Belki  kazanç  temin  edemez.
            İhtiyacını  gideremez.  Bu  böyle.  Bir  de  insan  beşerdir.  Hasta  da  olur.
            Kazancından  bir  şey  artırırsa,  bir  köşeye  koyarsa,  hasta  olduğu  zaman
            birikmiş parası onu mağdur olmaktan kurtarır.
               Aslında bol kazançla mali amel yapılır. Bir insan belli bir kazançla ancak
            kendi  ihtiyacını  karşılar.  Bir  fakiri  doyuramaz.  Bir  çıplağı  giydiremez.
            Bunları zengin yapabilir. Zengin ne ile yapar? Bol kazançla. Bu bol kazancı
            israf ederse, işsiz kalırsa veya hasta düşerse perişan olmaz mı?
               4-  “Meşguliyet gelmeden boş vaktinizin kıymetini bilin.”
               Farz  olan  amel  meşguliyeti  dinlemez.  Bin  bir  meşakkat  de  olsa  o
            işlenecek. Ondan kurtuluş yok.
               Cenâb-ı Hak ne buyuruyor:
               “Kulum bana nafile ibadetle yaklaşır.”
               Kelâm-ı kibâr:
               Savm u salat u hac ile sanma zâhid biter işin
               İnsan-ı kâmil olmaya lazım olan irfân imiş
               İnsanlar ne ile irfân sahibi olur?
               Namaz kılmakla, ibadetle mi? Amenna. İbadet olacak fakat bunlarla irfân
            sahibi olamaz. İnsanlar ancak Allah’ı çok zikretmekle, çok teslim olmakla,
            çok ibadet yapmakla irfân sahibi olurlar.
               İrfân sahibi kalbini tamamen Allah’a vermiş, Allah kalbinden hiç eksik
            değil.
               Açılmış mekteb-i aşkın kapısı
               Okuyup ilm ile irfâna gel gel
   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101