Page 99 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 99

Tasavvuf Sohbetleri -1                                             99

            herhangi bir tarikata girince ondan zikir alıyor. Ondan zikir almamış. Zikir
            yapmamış ama, ondan icâzet görmüş. Zâhirde izin almış. Ama nerden ye-
            tişmiş. Maneviyattan yetişmiş. Yani zâhirde hiç görmediği bir zâtın ruhun-
            dan yetişmiş.
               Allah’a  çok  şükür  Allah  bizi  Müslüman  yaratmış.  Ama  bütün  Müslü-
            manlar bütün inananlar müsâvi değiller.
               Cenâb-ı Hak: “İnsanlar zarardadır.” buyuruyor.
               Bu  zararın  inceliğine  bakın:  Peygamber  Efendimiz  ne  buyuruyor
            hadisinde?
               “İki günü müsâvi olan zarardadır.”
               Nasıl iki günü müsâvi?
               Amelden  müsâvi,  ibadetten  müsâvi.  Mesela  düşünelim.  Sen  bir  sanat-
            kârsın. Bugün ne kazandın? Yüz bin lira, yarın yüz bin lira kazanamazsan
            zarardasın. Ama bu misal olarak. Bu amelde de böyle.
               Bunun inceliğini kim anlar? Kim tatbik eder bunu?
               Tatbikatı  mümkün  değil.  Eğer  anlayıp  tatbik  edecek  olursak  bir
            inceleyelim. Her gün ibadetimizi çoğalttık, çoğalttık. Ne oldu? Gün doldu,
            tıkandı.  İbadetle  doldurduk  günümüzü.  Günü  uzatamayız  ki,  ibadetimizi
            artıralım. Bu mümkün değil. Niye buyurmuş Peygamber Efendimiz? Ancak
            bu  tasavvufa  ait  bir  emirdir.  Tasavvufu  anlayan,  tasavvufu  yaşayan  bunu
            tatbik edebilir. Tasavvufu anlamayan bunun tatbikini yapamaz. Nedir?
               “Allah’a olan aşkın nihâyeti yoktur. Allah’a olan havf’in nihâyeti yoktur.
            Allah’a olan gurbiyyetin (yakınlık) nihâyeti yoktur.”
               Allah’a  insanlar  ne  ile  yaklaşır?  Allah’ı  sevmekle,  Allah’a  fazla  zikir
            yapmakla. Allah’tan fazla korkmakla yaklaşır insanlar Allah’a. Bunun sonu,
            nihâyeti yoktur. Niçin? İnsanlar, Allah’a ne kadar yaklaşsa Resûlullâh gibi
            yaklaşamaz.
               “Ey  Habîbim,  sen  bana  iki  kaşın  yaklaştığı  kadar  yaklaştın.”  buyurdu
            Cenâb-ı Hak.
               Nerede? Miraç’ta. Bir kelam var:
               Himmet-i evliyâ bize yâr iken
               Şâh-ı Nakşibendî ser-hünkâr iken
               Seyyid Tâhâ Sıbgatullâh var iken
               “Gâbe Gavseyn”e dek seyranımız var
               Kapalı  değil.  Açık.  Gidebiliyorsan  git.  Ama  mümkün  mü  gitmek?  Bir
            velâyet  neyi  ifade  eder?  Peygamber  Efendimiz’in  vârisi  olan  milyonlarca
            velisi  vardır.  Bunların  hepsi  Peygamber  Efendimiz’in  nur-u  nübüvvetinde
            yok oluyorlar.
               Yol  açık...  Ama,  bir  insan  Hz.  Âdem  zamanından  bu  zamana  kadar
            yaşasa  ve  bütün  ömrünü  ibadetle  geçirse,  Hz.  Resûlullâh’ın  makamına
            ulaşabilir  mi?  Ulaşamaz.  Onun  için,  Allah’a  olan  gurbiyyetin  nihâyeti
            yoktur. Peygamber Efendimiz bunu demiş. Rumuzludur hadisler:
               “İki günü müsâvi olan zarardadır.”
               Biz bu zarardan kendimizi nasıl kurtaracağız? Ancak tarikatı anlamakla,
            yaşamakla, Allah’ı sevmekle, Allah’a olan aşkımızı artırmakla.
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104