Page 103 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 103
Tasavvuf Sohbetleri -1 103
Hakikate ulaşmak istiyorsan, mârifete ulaşmak istiyorsan ne lazım? Kalb-
i selim lazım. Mahviyetle olur kalb-i selim. Ne ile olur? Allah’ı zikrede
zikrede olur. Allah’ın sevgisi karşısında bütün sevgiler muhaliftir. Bir
kalpteki dünya sevgisi, âhiret sevgisi de mânidir buna.
Âhirete karşı dünya kuru dava. Ama ehl-i huzura karşı da âhiret kuru da-
vadır. Niçin? Sen âhiret için işledinse o ameli, Allah verir sana da âhireti.
Cenneti verir. Cehennemden kurtulursun. İnsanlar için üç türlü amel vardır.
İnsanlar ameli üç maksatla yapıyorlar:
Cehennem korkusu: Haktır. Allah’ın gazabından korkuyor. Çünkü onu
kurtarır. Allah azap etmez.
Cenneti kazanmak için.
Allah için amel edenler.
Cenâb-ı Hak buyuruyor ki:
“Günde 70 defa bir kulumun kalbine nazar ederim.”
Ama kim alır bu nazarı? Gafil olan alır mı? Gafil olan bir kimsenin kalbi
güneş ışığı girmeyen bir bina gibi karanlıktır. Güneşe pencere, delik
açacaksın ki bu ışık buraya girsin. Kelâm-ı kibâr ne diyor:
Günde yetmiş kez hitâb-ı“irciî”den bî-haber
“Fedhulî” sırrından âgâh olmayan derviş midir?
Derviş söyleniyor dillerde. Dervişlik çok yüksek bir makamdır Allah’ın
indinde. Dervişlikten yüksek bir makam yoktur. Niçin? Dervişler safiye
makamına ulaşmışlar. Safiye makamı ne demek? Her şeyi Allah için yok
etmişler. Allah’tan başka arzu kalmamış onlarda.
Teveccüh büyük bir amel. Buna inanmak lazım.
Teveccühe gelin ihvân
Kuruldu halka-i Rahmân
Açıldı ravza-i rıdvân
Ravza-i rıdvân: Cennet bahçesi. Yani orası cennet bahçesi oldu.
Peygamber Efendimiz buyuruyor: “Cennet bahçelerine girin. Cennet
meyvelerinden yiyin.”
Sormuşlar: “Ya Resûlullâh cennet bahçeleri nereler, meyveleri nelerdir?”
Buyurmuş: “Cennet bahçeleri zikir halkalarıdır, almış olduğunuz feyiz-
leri de meyveleridir.”
Onun için:
Teveccühe gelin ihvân
Kuruldu halka-i Rahmân
Açıldı ravza-i Rıdvân
Bu meydân-ı muhabbettir
Bu bir uzmâ-i nimettir
Bu meydân-ı muhabbettir
Şefîimiz Muhammed’dir
Bu meydân-ı muhabbettir
Bu bir ıyd-i meserrettir
Iyd: Bayram demektir. Burada ruhlar bayram yapıyor.
Nakşibendî Efendimiz: “Bizi nerede anarsanız, biz oradayız.” buyuruyor.
Büyüklerden kimi anarsanız o oradadır.