Page 146 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 146

146                                                Gül'den Bülbüllere

               Evet,
               “Kunfekân”emriyle döner bir dolab
               Öğütür âlemi misl-i âsiyâb
               İnceden incedir olunmaz hisâb
               Çok hikmet var “Kunfekân”dan içeru

               Abd i Hak beyninde yüz bin hicâb var
               Her hicâbda yüz bin suâl-cevâb var
               Burada inceden ince hesap var
               Aslımdan bir haber veren yok bana
               Hicap: Perde.
               Cenâb-ı  Hak:  “Kulum  ben  sana  şah  damarından  daha  yakınım.”
            buyuruyor.
               Peygamber Efendimiz de: “Sen Allah’tan çok ıraksın.” buyuruyor.
               Bu yakınlığı insan ne ile elde ediyor? Allah’ı kalbinde hiç unutmuyorsa,
            Allah’a yakın. Eğer Allah’ı unutuyorsa Allah’tan uzak. Bu uzaklık Allah’tan
            gafil  olmak.  Yakınlık  Allah’ı  unutmamak.  Bizim  Allah’a  gıyabî  imanımız
            var.  Biz  beşeriz,  şaşırıyoruz.  Cüz’i  aklımız  var.  Cüz’i  irâdemiz  var.  Cüz’i
            aklımız  bizi  aldatıyor.  Bir  şeyi  düşündüğümüz  zaman  ikinci  bir  şeyi
            düşünemiyoruz.  Yani  iki  düşünceyi  birden  yapamıyoruz.  Ama  maddî
            düşünceler  çoktur.  Biri  gider,  biri  gelir.  Birini  düşünürken  başka  düşünce
            gelir. O çıkar. Ama bir de Allah’ı düşünmek var. İşte bütün bu düşünceler
            tam onu perdeliyor. Sana Allah’ı unutturuyor.
               Ama  ne  kadar  düşüncen  olursa  olsun,  sen  râbıta  sahibisin.  Râbıtanı
            hatırlayınca  bütün  bu  düşünceler  gider.  Râbıtam  önümde,  ben  peşinden
            gidiyorum,  dediğin  zaman  Allah’ı  unutmadın  sen.  Allah  Allah  diye
            gidiyorsun.  Her  nefes  alıp  verdiğinde Allah  Allah  diye  gidiyorsun.  Niçin?
            Râbıtan  sayesinde.  Yediğin  zaman  râbıta  ile  yersen  Allah’ı  unutmazsın.
            Aldığını, koyduğunu, her hareketini râbıtanla yaparsan Allah’ı unutmazsın.
            Onun için râbıtadan uzak kalmak, Allah’tan gafil olmaktır.
               Allah’a  yaklaşmak  ise  Allah’ı  zikirle  olur.  Allah’ı  anmakla  insanlar
            Allah’a yaklaşıyor. Bu zikrin hulasası nedir? Evet Allah’ın bin bir ismi var.
            Fakat  lisânen  yapılan  zikir,  kalbe  inmezse;  o  zikir,  Allah’a  yaklaştırmaz
            insanı. O zikir Allah’tan ayık etmez insanı.
               Muhakkak ki insanlardaki ayıklık kalp iledir. Makbul olan zikir kalp ile
            yapılan zikirdir. Ama cehrî zikirler de haktır. Lisanı ile zikir yaptığı zaman
            kalbi  ile  de  Allah’ı  düşünüyorsa  o  da  haktır.  Ama  cehrî  zikir  de  olsa  bir
            yetkilisinden  alacak  insan.  Allah’tan  o  meşâyih  ayık  edecek  insanı.  Onun
            ondan almış olduğu zikir kalbine tesir eder. Sirâyet eder.
               Allah’a  şükür.  Şükrümüzü  yapalım.  Fikrimizi  yapalım.  Zikrimizi  yapa-
            lım. Yerken, içerken, yatarken, kalkarken gafil olmayalım. Allah’ı analım.
            Bizim bir cüz’i aklımız var.
               Bir şeyi düşünürken ikinci bir şeyi düşünemiyoruz. Ama cüz’i irâdemizle,
            cüz’î  aklımızla  bir  şey  düşünüp  yaptığımız  zaman  daima  râbıtamız  bizim
            karşımızda olursa eğer, o zaman Allah’ı unutmayız.
               Yerken, içerken, yatarken, kalkarken Allah’ı unutmayız.
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151