Page 152 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 152
152 Gül'den Bülbüllere
Kıl kırk yerden yarılır mı? Yarılır. Bu nedir? Tasavvuftur. Takvâlıktır.
Kim tasavvuf ehli ise takvâ olacak. Takvâ olmazsa tarikatı anlamış, yaşamış
olamaz. Tarikatta terakki etmiş değildir. Şeriatın fetva yönü var, takvâ yönü
var.
Fetvâ yönü kolaylaştırıyor. Fakat takvâ ise, bir kılın üzerinden geçe-
ceksin. Mümkün mü o kılın üzerinden geçilsin?
Bir de vardır ki bir büyük nehir üzerinde geniş bir köprü var. Oradan her-
kes geçer. Bir de var ki kıl gibi ince bir köprü, onun üzerinden geçebilir mi
insan? İşte tarikat böyle.
Mesela sol elinle bir şey yemen mekruhtur. Şeriata göre mekruh. Ama
tarikata göre haram oluyor.
Meselâ sen helâl lokman var, yiyorsun. Bunu Allah’ı unutarak yersen
mekruh olur şeriata göre. Tarikata geçince haram olur. Tarikatta riyâzet
haktır. Ama riyâzet ikidir:
1- Nefsini, gıda vermeyip, aç koymak.
2- Nefsini râbıtanın karşısında eritmek. Terbiye etmektir. Mürit yediğini,
içtiğini râbıta ile yiyorsa ruhuna yediriyor onu. Çünkü râbıta sahibinin ruhu
mürşididir.
Efendim sultanım ruh-u revânım
İnsanlarda ruhun üç makamı var:
1- Ruh-u revânî makamı,
2- Ruh-u sultânî makamı,
3- Ruh-u nûrânî makamı.
Öyle ise rûhu revânî makamı tarikatta birinci makamdır. Yani meşâyihe
tamamen gönlünü vermişse, sevmiş, inanmış, ona hizmet etmiş, sevilmişse
râbıta sahibidir. Râbıta sahibi şudur ki, hiç unutmaz. Her işinde, her anında
hayali gözünde. Nereye giderse sanki karşısındaymış gibidir. İşte bu böyle.
Yerken kime yediriyor? Ruhuna yediriyor. Daha da doğrusu mürşidine
yediriyor. Mürşidinden gâfil yerse kendi nefsine yedirmiş olur.
Hz. Âdem babamız cennetten atılınca zemine indi. Onunla beraber kim
indi? Havvâ anamız indi. Başka kim indi? Şeytan indi. Sonra yılan, bir de
tavus kuşu indi. Şeytan cennette yaşamıyordu. Ama onları kandırdı, indirtti.
Hz. Âdem, Havvâ, yılan ve tavus kuşu. Bu dördü cennette yaşıyormuş.
Tavus kuşu çok güzelmiş. Yılan da Hz. Âdem babamızla, Havvâ anamıza
hizmet ediyormuş. Onlara nasihat ediyormuş. Çok âlimmiş. Cennette iken
yılanın dört ayağı varmış. Deve suretinde imiş. Fakat o da Allah’a isyân etti.
İblisi o soktu cennete. Allah’ın gadabına uğradı. Allah onun ayaklarını yok
etti. Ona sürünmeyi bir azap olarak verdi. İşte Âdem babamız ve Havvâ
anamız cennetten atıldıkları zaman tam 200 sene (rivâyete göre 300 sene
diyenler de oluyor) ağladılar. Günahlarını Allah affetti. Birbirleri ile
buluştular. Hac zamanı Arefe günü Arafat dağında buluşmuşlardır. Günah-
ları orada bağışlandı. Ama Âdem babamız 200 sene ağladı, sızladı. Sade
günahı değil, üç şey onu ağlatıyordu:
1. Noksanlık işledi cennetten atıldı.
2. Cennet çok zevkli bir yerdi. Allah’ın cemâlini cennette müşâhede
etmişti. Cemâlini görüyordu. Ondan çok haz duyuyordu. Allah ile