Page 165 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 165

Tasavvuf Sohbetleri -1                                           165



                                    “Sabrın evveli acı,
                                       sonu tatlıdır.”



                                                                   (19 Mayıs 1990)

               Bazı mezhepler var ki Ru’yetullâh’ı inkâr ediyor.
               Hayır  işleyen  de,  şer  işleyen  de  Cenâb-ı  Hak,  zaman  vermese,  fırsat
            vermese işleyemez. Tarikattan hakikate geçince bir insan bilinip de görün-
            meyeni görür. Bilinip de bulunmayanı bulur. Alaaddin Attar Hazretleri Nak-
            şibendî Efendimiz’in ilk halifesi. Çok hizmetlerini görmüş. Buyuruyor ki:
               “Alaaddin bizim hizmetimizin yükünü hayli yüklendi.”
               Bir zamanlar Mu’tezilelerle Ehl-i Sünnetler bahse girmişler. Ru’yetullâh
            konusunda. Mu’tezileler inkâr ediyorlar. Ehl-i Sünnetler de delil getiriyorlar.
            Âyet var. Hadis var. Şeriat, Kitap, Sünnet, icmâ, kıyas var. İcmâ: Çoğunluk.
               Kıyas:  Açıklama.  Âyetleri,  hadisleri  herkesin  anlayacağı  şekilde  izah
            etmek. İlim de dörde ayrılıyor:
               1.Fıkıh ilmi, 2. Hadis ilmi, 3. Kelâm ilmi, 4. Tefsir ilmi.
               Bir âyet-i kerîme var. Burada:
               “Yâ Musa, sen Beni göremezsin.” diyor.
               Allah Teâlâ’nın cemâli dağa tecellî ediyor. Hz. Musa dağın ne tarafına
            baksa param parça gidiyor. Hz. Musa böyle görüyor. Bu olayın tefsiri böyle
            ama, te’vil bunu şöyle açıklıyor: Dağdan mânâ Hz. Musa’nın vücudu idi. Hz.
            Musa varlığından geçince Cenâb-ı Hak varlığını gösterdi. Cenâb-ı Hak:
               “İnsanlarda  dört  tane  göz  halk  ettik.”  buyuruyor.  “İkisi  başının  gözü,
            ikisi kalbinin gözü. Baş gözü ile sen Beni göremezsin.” buyuruyor.
               İşit Niyâzi’nin sözün
               Bir nesne örtmez Hak yüzün
               Salih Baba’nın divanından:
               Salih ne yatarsın uyan dediler
               Sıdk ile Allah’a dayan dediler
               Hak gizli değildir ayan dediler
               Çok ihsân var bu ihsândan içeru
               İhsân  nedir?  Allah’a  iman,  inanç.  Ona  zâtını  tanıtmasıdır.  Sonra  ona
            zâtını sevdirmesidir. Bir de zâtını ona buldurmasıdır. Bir de kudsî hadis var:
               “Biz bir gizli hazine idik. Âşikâr olmamız için insanları, cinleri halk ettik.”
               Âyet-i  kerimede:  “Biz  insanları,  cinleri  halk  ettik  ki  bizi  mâbud
            bilsinler.” buyuruyor.
               İşte Mu’tezileler ile Ehl-i Sünnet âlimleri çatışıyorlar. Onlar Ru’yetullâh’ı
            inkâr  ediyorlar.  Ehl-i  Sünnet  olanlar  da  var  diyorlar.  Alaaddin  Attar
            Hazretleri: “Getirin onları, ben göstereyim.” diyor.
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170