Page 174 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 174

174                                                Gül'den Bülbüllere

               Ârifin Hak iledir Hak’tır özü
               Anların kıblesidir şeyhin yüzü
               Kavm-i Nemrudîler istemez bizi
               Ben hafîd-i Pîr-i Tâğî olmuşam
               Pîr-i Sâmi’nin çırâğı olmuşam
               Yani Dedemiz Pîri Tâgî Hazretleri’dir. Pîri Sâmi Hazretleri’nin üstâdıdır.
            Onlar her zaman ibadetlerinde Allah’ın zâtına yönelmişlerdir. Allah’ın zâtı
            ise  evliyâullâhta  mevcut.  Evliyâullâhın  ruhu,  evliyâullâhın  zâtı,  Allah’ın
            zâtına ulaşmış. Onun için böyle.
               Yunus  Emre  cenneti  istemezmiş.  Niçin?  O  âşık  olmuş.  Allah’a  âşık
            olmuş.  Allah’ı  nasıl  göreceğini,  nasıl  bulacağını  aramış.  Cennet  arzusu
            çıkmış  ondan.  Çünkü  cennet  de  bir  arzudur.  Onu  arzu  ederse  oraya  gider
            insan.  Ama  cennet  arzusu  olmaz  da  sırf  Allah  rızâsı  için,  Allah  aşkı  için
            kulluğunu yaparsa aşkı kazanır. Burada ehl-i dünya, ehl-i âhiret, ehl-i huzur
            var.
               Kullar üç şey için ibâdet yapar:
               1. Cennete girmek için,
               2. Cehennemden kurtulmak için.
               3. Allah’a ulaşmak için.
               Bunların üçü de haktır. Âşık olanların yüreği yanar, ciğeri pişer.
               Hadis-i Şerif:
               Cenâb-ı  Hz.  Allah  cehenneme  diyor  ki:  ‘Sen  isyân  edersen  sana  azap
            ederim.’
               Cehennem de diyor ki: ‘Yâ Rabbî, sen bana ne ile azap edersin?’
               ‘Ehl-i aşkın ateşi ile sana azap ederim.’
               Onun için kelâm-ı kibârlar boşuna söylenmemiş.
               Gâh olur ehl-i cehennem yakarım bu âlemi
               Bir sayha eylersen tutuşur eflâk
               Sayha: Aşkla beraber gelen nâra, sedâ. Hey! Hû! Hay! Allah!
               Eflâk: Gökler, ay, yıldız. Bütün varlıklar.
               Buradaki esrar şudur ki: İnsan her şeyin büyüğüdür. Feleklerin, her şeyin
            büyüğü.  Allah’ın  zâtından  sonra  büyük  olan  insandır.  Allah’ın  zâtından
            sonra güzel olan insandır.
               “Biz insanı kendi sûretimizden halk ettik.” buyuruyor Cenâb-ı Hak.
               Onun  sûretinden  bahsedilmez.  Bahis  yok.  Ama  Cenâb-ı  Hak  öyle
            buyuruyor. Bu büyük varlık ne ile oluyor? Şeriat, tarikat, hakikat, mârifet.
               Mârifete ulaşan bir insan Allah’ın zâtından sonra en büyük varlık. Cenâb-
            ı Hak öyle büyük varlıklar halk etmiş ki... Dünyaya sığamayacak melekler
            halk etmiş. Onlarda insanların aklı alamayacak güçler halk etmiş.
               Cebrâil aleyhisselamın rivâyetlere göre 600 kanadı varmış. Lut kavmine
            Cenâb-ı  Hak  deprem  felâketi  verdi.  Cebrâil  aleyhisselam  kanadını  yerin
            altından sokuverdi. O beldeyi havada ters çeviriyor. O zamanlarda insanların
            sayısı az olduğu için geniş bir alana serpilmiş durumdalar. Yetmiş bin kişiyi
            üzerinde taşıyan bir belde.
   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179