Page 178 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 178

178                                                Gül'den Bülbüllere



                          “İdrâk ve irâden maddeden yüksek ise,
                               sen maddeye hâkim olursun.
                                Yoksa o sana hâkim olur.”



                                                         (22 Mayıs 1990 / Hanımlara)

               İnsanlar  amel  işlerler  ama  niyetleri  hâlis  olmazsa  amelleri  hebâ  olur.
            Niyet  hâlis  olacak.  Ne  niyetle  geldi  iseniz  o  niyetle  ameliniz  kabul  olur.
            Allah için bir araya geldik. Pîrimizi tanımakla beraber, Allah için bir araya
            geldik. Allah için birbirimizi sevdik. Burada gönlümüze ne doğdurulursa biz
            onu aktarırız. Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi:
               “Rabb’im benim sadrıma ne doğdurursa ben onu yâr-i gârımın sadrına
            aktarırım.” diyor.
               Biz burada bir âletiz. Cemaat câzip olacak sohbeti çekecek. Niçin?
               Bahr-i aşkın katresi ol sohbet-i Mevlâ ile
               Katreler deryâ olur cemiyet-i kübrâ ile
               İnsanların, cemaatin kalbindeki Allah aşkı birer katre olsa bile o katreler
            birleşince  derya  meydana  getirir.  Büyük  bir  cisim  olur.  O  zaman  sohbet
            zuhur eder. Bu neden olur? Cemaatin muhabbetinden olur.
               İnsanlar canlıdır. Onlarda bir hareket vardır. Ama bu hareketlerini nereye
            harcıyorlar?  Bilmiyorlar  insanlar.  Biz  de  onlar  gibi  olsaydık  ne  olurdu
            hâlimiz? Perişan olurduk? Allah’a bin şükür ki bize bu nimeti vermiş.
               “İnsanlar uykudadır. Ölünce dirilirler.” buyurmuş Cenâb-ı Hak.
               Biz  onlardan  farklı  olarak  kârımızı,  zararımızı  görüyoruz.  İnanıyoruz.
            Ama onlar isyandan günahtan ceza çekeceklerine inanamıyorlar.
               Hubb-u dünya bizi sarhoş eyledi
               Dünya muhabbeti kalplerine girmiş. Daha düşünemiyorlar. İdrâk edemi-
            yorlar.  Gayelerini  bulamıyorlar.  Görevlerini  bilemiyorlar.  Hâlbuki  bizim
            görevimiz kulluktur.
               Gâyemiz nedir? Cenâb-ı Hak’tan gelen ruhumuzu Allah’a ulaştırmak.
               İsyan  edenlerde  de  hareket  var.  İşledikleri  hareketlerle  günah  kazanı-
            yorlar. Bu hareketler zarar üzerinedir. Ama bu zarar maddiyatta değil.
               İnsanlar bilerek maddî zarar işlemezler. Manevî zararı bilerek işliyorlar.
            İnanmayanlar için bir şey yok. Onlar için sınır yok. Her yer dümdüz. Günah
            yok. Haram yok. Helâl yok. Sevap yok. Bilmezler çünkü. İnananlar için var
            da  niye  işliyorlar?  Haram  olduğunu  bilerek  yiyor.  Şer  olduğunu  bilerek
            işliyor.  Bunları  kim  işletiyor  ona?  Kendisi  işliyor.  Dünya  muhabbeti  ne
            yapıyor? Dolmuş kalbine. Perde çekmiş. Perdenin arkasında işlemiş olduğu
            hatalarından dolayı büyük büyük zararlar stok olup duruyor. O perde ölünce
            kalkacak.
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183