Page 180 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 180

180                                                Gül'den Bülbüllere

               Seyda-yı  Cihan:  Meşâyihi  her  zaman  sevecek.  Hasta  olduğu  zaman  da
            sevecek.  Sağ  olduğu  zaman  da  sevecek.  Çünkü  her  şeyi  oradan  bilecek.
            Oradan geliyor. Varlık olduğu zaman da sevecek. Yokluk olduğu zaman da
            sevecek.
               Nereden  ne  geliyorsa  kendisini  huzursuz  eden,  oradan  bilecek.  Alıp
            bağrına basacak. Çünkü:
               Ondan ne gelirse yahşîdir
               Zirâ ol dostun bahşidir
               Bir bu kelâm var:
               Zirâ ol dostun bahşidir
               Burada İbrahim aleyhisselam’ın ateşe atılmasını ifade ediyor.
               Halil: Dost demek.
               Cenâb-ı  Hak  onu  yakmadı.  Nemrut,  onu  ateşe  attı.  Cenâb-ı  Hak  ateşe
            emir veriyor:
               “Ey ateş İbrahim’i yakma. Fazla serin tutup da onu üşütme. Tam onun
            rahat edeceği şekilde ol.”
               Ateş  de  öyle  oluyor.  Gülistân  oluyor.  Ama  İbrahim  aleyhisselam  ne
            yapıyor?  Her  şeyi  ondan  biliyor.  Her  şeyi  ile  onu  tesbih  etmiş:  “Beni
            Rabb’im yedirir. Beni Rabb’im içirir. Beni Rabb’im yürütür. Beni Rabb’im
            kaldırır.” Teslimiyeti böyle imiş.
               Kelâm-ı kibârda:
               Hazret-i Şeyhim delilimdir hâlîlimdir benim
               Dil sarayı ravza-i beyt-i celîlimdir benim
               Ana teslim ettiğim nefs-i zelîlimdir benim
               İnkıyâd ettim bıçağa uymuşam İsmail’e
               Sen de onun teslim olduğu gibi meşâyihe teslim ol. Seni de ateş yakmaz.
            İsmail  aleyhisselam  nasıl  ki  boynunu  kendi  rızası  ile  babasının  bıçağına
            verdi: “Baba ellerimi çöz de beni rahatça kes.” dedi.
               Lokmanım ol gel derdime derman et
               Celladım ol ya katlime ferman et
               İsmailin olam götür kurban et
               Şeyhim şeyhim sultan şeyhim
               Sensin dertlerime derman şeyhim
               Maneviyatta meşâyih müridin babasıdır. İbrahim aleyhisselam da babası
            idi, niye kesti? Niye bıçağı kaydı? Allah’ı çok sevmiş. Allah’ı çok sevmesine
            delildir.
               Eğer âşık isen yâra
               Sakın aldanma ağyâra
               Düş İbrahim gibi nâra
               O gülşende yanan olmaz
               İbrahim  aleyhisselam  oğlu  İsmail’i  seviyordu.  O  da  Allah  ile  arasında
            perde  oluyordu.  Bıçağı  boynuna  vurunca  İsmail’e  sevgisi  kesildi.  Zaten
            bıçak  kesmedi.  Taşa  vurdu  bıçağı.  Taş  ikiye  ayrıldı.  Fakat  İsmail’e  vurdu
            vurdu kesmedi. Tabii o zaman celalleniyor:
   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184   185