Page 55 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 55
Tasavvuf Sohbetleri -1 55
Hz. Peygamberimiz buyuruyor ki: “Kişi refikinden azar.”
Kişi arkadaşından azar. Kişinin arkadaşı kötü olursa, onu da kötü eder.
Arkadaş iyi ise onu da iyi eder.
Onun için dört tane manevî düşmanı bilmemiz lazım. Nefis, şeytan, dün-
ya muhabbeti, kötü arkadaş. Bunlardan kendimizi korumamız lazım.
Hakikatsız andelibin zârına
Goncasını seven bakmaz hârına
Yandır bu Salih’i aşkın nârına
O nârın nurundan âbâd et meni
Bu kelamları anlamak, yaşamak, cemaatimize Cenâb-ı Hak nasip etsin.
Sözü söyleniyor ama özünü anlamak lazım. Büyüklerimiz: “Bizi söyleyin de
sui hâlimizi söyleyin.” diyorlar. Yeter ki kelam-ı kibriyadan, âşıklardan,
velilerden konuşulsun. Ne için? Çünkü bir nefes Merdan-ı Huda sohbetinde
bulunmak yetmiş bin rekât namaz kılmak kadar amel oluyor. Merdan-ı Huda
kim oluyor? Allah’ın ismi. Mert ne? Nefsine hâkim olanlar. Nefsin arzularını
terk edip de Allah için bir araya gelenler.
Allah’tan, peygamberden, evliyâullâhtan konuşuyorlarsa, Merdan-ı Huda
sohbeti oluyor.
İşte burada bir hakikat var.
Ne dedi orada: Hakikatsız andelibin zarına
Andelip: Bülbül.
Bülbülün güle karşı bir ahu zarı var ya onu tenkit ediyor âşık. Niye? Eğer
bülbülün güle karşı ahu zarı hakiki olsaydı. Gül nerede bitiyor? Bir çalıda
bitiyor. Yıl boyunca o çalıyı beklerdi. Niye gülün açtığı zamanda geliyor da
bağırıp, çağırıyor ve gül solduğu zaman yüz çevirip gidiyor? Bunu gören
âşık, onu tenkit ediyor.
Yandır bu Salih’i aşkın nârına
Salih: Amel işleyen. Bütün tasavvuf ehline söylenmiş. Aşkın nârına
denilince: Aşk da yakıcı bir maddedir. Ama insanların cesedini yakmaz.
Ateş neyi yakar? Cisimleri yakar. Bizim de kalbimizde cisimler var.
Kalbimizdeki cisimleri yakar. Kalbimizi yakmaz ama. Kalbimizdeki cisim-
leri yakınca ne yapar? Nimetimize malik oluruz. Ayrılıktan kurtuluruz.
Dertlerimizden kurtuluruz, noksan sıfatımızdan kurtuluruz. Niye? Bizi
rencide eden varlığımızdır, benliğimizdir. Başka bir kelam:
Salih’em usandım dar-ı fenâdan
Bir an kurtulmadım renc-i enâdan
Diyor ki: Bu dünyadan usandım. Usandıran ne olmuş? Renc-i ena olmuş.
Bir an kurtulamadım renc-i enâdan.
Renc: İnsanlara olan zahmet.
Zahmete koşan benliğimizdir. Benliğinden kurtulunca, zahmetten kurtu-
luyorsun, her yükten kurtuluyorsun. Benliğinden kurtulmayan zahmetten,
yükten kurtulamaz.
Her kim tedbiri kaydındadır, bilfiil cehennemdedir.
Her kim ki Cenâb-ı Hakk’ın takdir mütalaasındadır, bilfiil cennettedir. Bu
dünya âleminde tedbirini takdire bağlayan bir kimse cennette yaşıyormuş