Page 60 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 60

60                                                 Gül'den Bülbüllere

            tâbidir.  Bir  insanda  onun  için,  nefs-i  emmâre,  nefs-i  levvâme,  nefs-i
            mülhime, nefs-i mutmainne var.
               Nefs-i emmârede bütün ahlâk-ı zemîmeler var. Hiçbir ahlâk-ı hamîde yok
            orada. Küfür sıfatı nefs-i emmâre. Hayvan sıfatı. İşte nefs-i emmâreden geç-
            mek  için,  küfür  sıfatından  kurtulmak  için,  şeriatımız  olacak,  ibadetlerimiz
            olacak.  Namazı,  abdesti,  her  ibadeti  olacak.  Allah’ın  emirleri  işlenecek.
            Günah-ı kebairlerden kurtulacak ki nefs-i emmâreden kurtulmuş olsun.
               Nefs-i emmârelerde zaten cihat yoktur. Cihad zaten levvâmede başlıyor.
            Bir  insan  içki  içiyor,  kumar  oynuyor,  hırsızlık  yapıyor,  adam  öldürüyor.
            İbadet yok. Günah, sevap bilmiyor. Haram, helal bilmiyor. Bunda cihad var
            mı?  Yok.  Cihad  levvâmededir.  Levvâmeye  geçer  ama  levvâme  ile
            emmârenin bir merbudiyeti var. Diyelim ki bir Müslüman, bir gayrimüslim
            ile komşu olmuş. Bitişik komşularda komşuluğun çok iyi olması lazım ki, o
            gayrimüslim  olana  ondan  bir  şey  bulaşsın,  o  küfürden  uzaklaşsın.  Levvâ-
            meye geçmiş ama levvâmede cihad da çok büyüktür. Müridin en çetin hâli
            levvâmede,  en  çetin  cihadı  levvâmededir.  Çünkü  küfüre  yakınlığı  var.
            Emmâreye  yakınlığı  vardır,  levvâmeden  mülhimeye  doğru  küfürden
            uzaklaşıyor. Fakat mülhimede tamamen noksan sıfatından kurtulamamıştır.
            Beraat etmemiştir. Ta ki nefsi mutmainneliğe geçinceye kadar.
               İnsanlar meşâyihsiz, tarikatsız nefs-i mutmainneliğe geçemez.
               Hani bak Cenâb-ı Hak: “Ancak sizin kalbiniz zikrullah ile mutmain olur.”
            buyuruyor.
               Zikrullahla mutmain olur ama bu zikrullahı insanlar kendi kendine yapa-
            maz, kendi kendine yapmış olduğu zikir asla, asla…
               Ancak  belki  yine  namaz  kılmak  zikirdir.  Kur’an  okumak  zikirdir.
            Allah’ın isimlerini zikretmek zikirdir, fakat bu zikirler icabında emir aslında.
            Bakın  farz  var,  vacip  var,  sünnet  var.  Farz  Allah’ın  emri.  Şüphesiz  delil.
            Keza Kur’an var. Peygamberimiz’in nübüvvetine en büyük delil, en büyük
            müjde  Kur’an’ın  inmesi.  Bu  nedir?  Farz.  Bir  de  vacip  var.  Vacip  nedir?
            Peygamber Efendimiz’e Cenâb-ı Hakk’ın meleksiz ve vahiysiz indirmesidir.
            Bu ne oluyor? Hadis-i şerif, Hadis-i kutsi diye ikiye ayırıyorlar.
               Kutsi Hadis: Vacip makamında.
               İnsan Kur’an’dan bir şey inkâr etse, bir kelimeyi inkâr etse, kâfir olur.
            Vacip çünkü. Şüphe götürmeyen bir delil. Nasıl mesela konuşması olmuşsa,
            bu  olmuş  mudur?  Olmamış  mıdır?  Bakın,  Peygamber  Efendimiz  Miraç
            yaptı. Miraç’tan indi. Miraç’ta sordu:
               ¾  Yâ Rabbî ben bu Miraç’ı söyleyeyim mi kullarına?
               ¾  Söyle, Habîbim.
               ¾  Yâ Rabbî kim inanır buna?
               ¾  Ebubekir inanır. Habîbim kimse inanmasa o inanır.
               İndi  söyledi.  Peygamber  Efendimiz’in  Ebubekir  Efendimiz’i  görmeden
            söylediği kişiler inanmadılar. Hâşâ hâşâ.

               ¾ “Muhammed göklere çıktım, melekleri gördüm. Cenneti, cehennemi
            gördüm,  diyor.  Böyle  yalancılık  olur  mu?”  diye  inanmayanlar  arasında
            yayıldı. Sıddık-ı Ekber Efendimiz’e dediler ki:
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65