Page 64 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 64
64 Gül'den Bülbüllere
Filan adam şunu yaratmış deniliyor. Bu sözü sakın ihvan arasında
konuşmayın. Bu hatalı bir söz. Çünkü yaratmak, yoktan var etmek Allah’ın
zatına mahsustur.
İnsanlar icat ederler. İcat ise bir maddeyi çevirmek. Bu neymiş, sehpa
olmuş. Maddesini bulmuş, sehpa yapmış. Maddesini bulmasaydı neden
yapacaktı? Ama Cenâb-ı Hak yok iken “ol” demiş olmuş bütün mahlûkât,
mesnûât, cemâdât.
Cemâdât: Yer cismi. Nebâtât: Bitkiler. Mahlûkât: Canlılar.
Ama bu canlılar, sade insan değil. Yerde gezen böcekleri düşünelim.
Ormanlarda, dağlarda, vahşi hayvanları düşünelim. Bildiklerimizden çok
bilmediklerimiz var, gördüklerimizden çok görmediklerimiz var.
Cemâdât da böyledir. Yani yerin altında olan madenler, maddeler... Bil-
diklerimizden çok bilmediklerimiz var. Gördüklerimizden çok görmedik-
lerimiz var. Bir de nebâtât var. Bitkiler, sebzeler, meyveler.
Bir de canlılar: Denizde, karada, havada bunlar var. Bunları Cenâb-ı Hak
bir maddeden yapmamış ki... Zaman ve işlemli olmamış ki bunlar... Bu
sehpayı usta yapmış. Ama buna bir işlem yapmış. Bir zaman harcamış. Bu
kadar halkiyet Cenâb-ı Hakk’ın “kün” demesiyle var olmuş.
“Arif olanlara özge seyrandır” denilince burada şunu anlayacağız. Hiçbir
madde bütün cemâdât, nebâtât, mahlûkât kendiliğinden kaim değil. Bütün
hepsi Cenâb-ı Hakk’ın “ol” demesiyle olmuştur. Kıyamette her şey yok
olacak. Ta ki gökteki ziyası ile parlayan yıldızlar, ay, güneş, onların hepsi
yok olacak. Melekler, o büyük melek-i mukarrabîn, Cebrail, Azrail, Mikail
bunlar hep yok olacak. Allah’ın zâtından başka kimse kalmayacak.
İşte ârifler eşyayı ne yapıyorlar? Özge seyran ise eşya onlar için bir
mir’at olmuş, ayna olmuş, ama onlar önce kendilerini arındırmışlar ki, eşya
da onlar için ayna olmuş, ayna edinmişler eşyayı. Tasavvuf öyledir.
Büyükler ne demiş:
Kâmil odur ki onlar bütün eşyayı mirat eder. Allah’ın varlığını onda
müşahede ederler. Allah’ın zatının varlığında bütün eşyanın yokluğunu
müşahede eder.
İşte böyle bakın:
Kamu varım sen oldun
Yunus Emre ne diyor?
Dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlâm seni
O niye öyle söylüyor? Bakmış ki dağlarda, taşlarda, nebatlarda,
bitkilerde, kuşlarda her ne varsa Allah diyor. Zikrediyor.
Kâmile her eşya olmuş bir evrâd
Kâmil insanda öyle olmuş ki her şey ruh olmuş. Cisim gidiyor. Her eşya
zikrediyor. Lâ ilâhe illallâh.
‘Lâ’yı iskât eyleyenler dâim illâ ‘Hû’çeker
‘İllâ’ya geçir bırakma bizi menzil-i ‘lâ’da
Hicrân oduna yakma şâhım eyle keremi