Page 112 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 112

112                                                Gül'den Bülbüllere



                            “Muhabbet bağına girdim bu gece,
                              Açılmış gülleri derdim bu gece,
                              Vuslatın sırrına erdim bu gece,
                           Muhabbet doyulmaz bir pınar imiş”



                                                         (15 Mayıs 1990 / Hanımlara)

               İnancımıza göre, bir insan düşünerek iş yapmalıdır. Şükür, fikir, zikir.
               İnsanlarda rahatlık gönül rahatlığıdır. Yer, zenginlik, hiçbir şey insanları
            rahat ettiremez.
               ¾ İnsanların gönlü ne ile rahat olur?
               ¾ Gönül Allah’ın mülküdür. Gönül Allah’ı anacak bir yerdir.
               Zulüm üçtür.
               1- Nefsine zulüm.
               2- Karşısındakine zulüm.
               3- Allah’a zulüm.
               Kul  Allah’a  zulmedebilir  mi?  Kul  mahluktur.  Allah  hâliktir.  Her  şeyi
            Allah yaratmıştır. Kul Allah’a nasıl zulmedebilir?
               Buyurmuşlar ki:
               “Gönül Hak Sübhan Allah Hazretleri’ni anacak bir yerdir. Onu koymaz
            da başkalarını koyarsa bu zulüm değil mi?”
               Ama zulüm yine kendisine dönüyor. Bir insanın evi olur. Evinden, başka
            bir  insan  zorla,  cebbarlık  yaparak  onu  çıkarırsa,  onun  evini  elinden  almış
            oluyor. Burada ne oluyor? Kalbimiz Allah’ın mülküdür. O mülkü sahibine tes-
            lim etmezsek, kalbimizi Allah ile meşgul etmezsek, üçüncü zulüm de budur.
               Allah’a  şükür  gönlümüzde  tecellî  eden  Cenâb-ı  Hakk’ın  nuru  sizleri
            topladı, buraya getirdi. Allah arzunuza ulaştırsın. Allah imanınızı, amelinizi
            muhafaza etsin. Allah muhabbetinizle yaşamak nasip etsin. Muhabbet demek
            ki Allah sevgisi. Bundan daha büyük bir zevk, daha büyük bir varlık, daha
            büyük  bir  devlet,  daha  büyük  bir  sıhhat,  daha  büyük  bir  nimet  olamaz.
            İnsanlar için en kıymetli şeydir.
               Buyuruyor ki:
               Eğer âşık isen yâra
               Sakın aldanma ağyâra
               Yâr: Allah. Ağyâr: İnsanı sevdiğinden ayıran.
               Burada yârdan mana Resûlullâh, yârdan mana meşâyih. Meşâyihsiz insan
            Resûlullâh’a ulaşamıyor. Resûlullâh’ın rızasını kazanamıyor.
               Allah  sevgisi,  Resûlullâh  sevgisi,  meşâyih  sevgisi  aynıdır.  Hiç  fark
            etmez. Niçin?
               Cenâb-ı  Hak:  “Habîbim  seni  seven  beni  sever.  Seni  sevmeyen  beni
            sevemez.” buyuruyor. Hem de: “Habibim seni bilen beni bilir. Seni bilmeyen
            beni bilemez.” buyuruyor.
   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117