Page 125 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 125
Tasavvuf Sohbetleri -1 125
“Git! Başlı gide, başsız gelesin.” demiş şeyhi.
Bu tarikatta, tasavvufta BEN kelimesi yok. Ben kelimesi varsa o daha
yetişmemiş, olgunlaşmamış.
Ben var yâr yok
Yâr var sen yok
Yâr: Allah.
Ben: İnsan varlığı
İnsanın varlığı kalkmadıktan sonra yârı bulamaz. Yâr var ise kendi varlığı
yok. Demek ki ben kelimesi yok. Aşkın sonu mahviyettir. Eğer orada sükût
etseymiş, onu gönderecekmiş. Sağlam gidip, sağlam gelecekmiş. Şems’in
vücudu, kesilen başını almış gitmiştir. Orada kan damlaları görülmüş. Ola-
bilir, bu olmuştur.
Câfer-i Tayyâr, Hz. Ali Efendimiz’in büyük kardeşi. Tebük Savaşı’nda
Allah ona yeşil nurdan kanat verdi. Cesedi ile uçtu. Herkes gördü. Kafir,
mü’min herkes gördüler. Onun için Câfer-i Tayyâr ismi verildi. Peygamber
Efendimiz ona dua etti. Onun için onda da o hâl tecellî etti. Peygamber
Efendimiz namazını kılarken Hz. Ali Efendimiz küçük bir çocukmuş. Hz.
Ali Efendimiz’i küçükken Peygamber Efendimiz aldı, büyüttü. Namazda sağ
yanında iken Peygamberimiz’in amcası Ebu Talip deve ile bir yere
gidiyormuş. Câfer de terkisinde imiş. Bakıyor ki Peygamber Efendimiz
namazda. Yanında Hz. Ali.
“Oğlum sen de dur namaza, gitme.” diyor. Sol tarafına da o duruyor.
Devenin üzerinde kalıyor. Peygamber Efendimiz selam verince bakıyor ki
sağ tarafında Hz. Ali, ondan haberi var. Sol tarafına bakıyor ki Câfer
yanında. Daha başını Câfer’den çevirmeden diyor ki:
“Ya Cafer! Allah sana şahadet rütbesi versin. Nurdan iki kanat versin.
Göklere tayyar edesin. Şehit olasın.” diyor.
Tebük Muharebesi’nde Peygamber Efendimiz önce dört kumandan
gönderdi. Dört bin kişi ile dört kumandan gönderdi. Onlar orada şehit
oldular. Gönderirken şöyle buyurdu:
“Zeyd kumandanınız olsun. Zeyd şehit olursa, Abdullah kumandan olsun.
Abdullah şehit olursa, Câfer kumandan olsun. Câfer şehit olursa, Hâlid bin
Velid kumandan olsun.”
Herkes anladı ki bu üç kişi orada şehit olacak. Hâlid bin Velid olma-
yacak. Gerçekten orada bu üç kişi şehit oldu. O sırada Hâlid bin Velid
düşündü. Resûlullâh bu kişilere işaret verdi. Bize işaret vermedi. O hâlde
muharebeyi üstlendi. Savunma ile değil de gerileme ile ne kurtardı ise
kurtardı.
İşte Tebük Muharebesi’nde, yeşil nurdan kanatları ile, cesedi ile herkes
Câfer’in uçup gittiğini gördüler. Hatta şöyle: Muharebede sağ eli düşüyor.
Sancağı sol eline alıyor. Çünkü sancakta “La ilâhe illallâh Muhammedün
Resûlullâh” yazılı. Sol elini de düşürüyorlar. İki dizinin arasına alıyor, yere
düşmesin diye. Şehit olunca kendisi uçup gidiyor. Sancak yere düşüyor.
Evet. Tasavvufun bazı kelamlarını zâhir ehli bilmiyor. Bu kelâmları
bilmeyenler izah etmesin. Bazıları vahdet-i vücuttan bahsediyorlarmış.