Page 76 - Gülden Bülbüllere 1 - Abdurrahim Reyhan Erzincani
P. 76

76                                                 Gül'den Bülbüllere

               “Yâ İbrahim, sen benim karnımı doyur.” diyor.
               O da diyor ki: “Git baba, sen buralarda durma. Al sana ekmek, git de
            şuralarda ye.” diyor. Ekmek verip gönderiyor. Aradan zaman geçiyor.
               “Yâ Rabbî, sen vaadinden dönmezsin, verdiğin sözden dönmezsin. Niye
            gelmedin?” diyor.
               Cenâb-ı  Allah:  “Yâ  İbrahim,  ben  geldim  de  sen  benim  yüzüme  bile
            bakmadın, kuru ekmek verip savdın.” diyor.
               “Aman Yâ Rabbî, estağfirullah bu nasıl olur. Bilemedim affet.” diyor.
               “Bu nasıl olabilir?”
               Allah-ü Teâlâ diyor ki: “Yâ İbrahim, sana çok kerih görünen bir ihtiyar
            vardı  ya  ben  onun  kalbindeydim.  Eğer  sen  ona  hizmet  etseydin  bana
            yedirmiş olurdun.” diyor.
               Evet ama demek ki o ihtiyar öyle görünüyor ama onda bir kemal sıfat
            varmış. Cesedinin görüntüsü onu gizlemiş. Cisim bir perdedir. Hayvanî sıfatı
            da  gizlemiş,  göstermiyor.  Melekî  sıfatı  da  gizlemiş  göstermiyor.  Beşerî
            sıfatta  da  olsa  göstermiyor.  Ama  bizim  inancımıza  göre,  Allah’a  şükür
            Âmentü’nün şartlarına inandık. Allah’a, meleklere, kitaplara inandık.
               İnanıp  hakikatini  yaptıksa  niye  hayvanî  sıfatta  kalalım?  Çünkü
            Peygamber bizlere geldi. Kur’an’a, Peygamber’e uyduksa daha niye hayvanî
            sıfatta kalıyoruz? İnsanız. Kur’an’ı, Peygamber’i olmayanlar insan olmuyor.
            Hayvan sıfatında kalıyorlar.
               Şeyh Efendim’in zamanında bir tanesi dedi ki: “Hoca nasıl edelim, biz
            sokağa çıkmayalım mı? O kadar açık saçık hanım var ki, biz kurtaramıyoruz
            kendimizi onlardan.” dedi.
               Mübarek dedi ki: “Siz onlara hayvan sıfatı ile bakın. Eğer insan olsalar
            eksiklik  duyarlar.  Eksiklik  göstermiyorlarsa  demek  ki  onlar  hayvan.
            Hayvandan namahrem olmaz insana.”
               Öyle cevap verdi.
               Fakat daha takva ehli bir kimse için de ne vardır? Tesettürlü olanlar için
            de ne vardır? Bunlara karşı da yaşlı ise anneniz, akran iseniz bacınız, yaşı
            küçük ise evladınız olarak bakın.
               Her neye bakarsan Hak gözüyle bak
               Böyle bakan gözlere olmaz yasak
               Elhamdülillah,  hepinizin  şeriatı  tarikatı  var.  Hanımlarınız  da  tesettürlü.
            Tesettürlerine  de  rıza  gösterin.  Eğer  bir  hanım  örtünmek  isterse  de  kocası
            mâni olursa günahı kocasınındır. Hanımın değildir.
               Tesettür de Allah’ın emridir. Hanımlar için açıklık büyük günahtır. Ama
            sözün  geçmiyor.  Yani  örtün  diyorsun,  örtünmüyor.  Ona  vurmak,  sövmek,
            onu evden kaçırmak bir yuvayı dağıtmaktır. Belki 3-4 tane çocuk. Onlar ne
            olacak?  Ne  olacak  vurup,  çalınca,  evden  kaçırınca?  Nasihat  edeceksin.
            “Örtün” diyeceksin. Örtünmüyorsa günah onun boynuna.
               Ama bir de var ki hanım örtünmek istiyor. Beyi mâni oluyor. Bu sefer de
            günahı beyinin boynuna. O hanımın günahını beyi çekecek.
   71   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81